Esra Erol, başarılı olmasının sırrını açıkladı! Konukları nasıl seçiyor en ilginç hikaye hangisiydi
ESRA Erol, uzun yıllardın atv ekranlarında izleyici karşısına çıkıyor. Hafta içi her gün gündüz kuşağında "Esra Erol’da" programıyla izleyicileri ekran başına kilitleyen ünlü sunucu, başarısının sırrını ifşa etti. Eroy, aşkalarıyla değil, kendisiyle yarıştığını söyledi.
haber devamı>>
Atv'de yayınlanan 'Esra Erol'da programı için yayına hazırlandığı odada buluştuğumuz Esra Erol, elinde kocaman bir dosya ile ekip arkadaşlarıyla buluşup konukların hikayeleri üzerine tartışıyordu. Programıyla her zaman en çok konuşulanlar arasında olan Erol ile yıllardır süren başarısının sırrını, programını ve aile yaşantısını Sabah'a verdiği röportajda anlattı. İşte Esra Erol'un aile ve program sırlarını açıkladı o röportajdan dikkat çeken bazı bölümler...
Esra Erol'un günlük temposu nasıl? Güne kaçta başlar, kanala kaçta gelir, nasıl hazırlık yaparsınız?
Yoğun çalışan, iki çocuklu bir anne temposu benimki. Güne çok erken başlıyorum. Çocukların ders ve kahvaltılarıyla ilgilenip kanala gidiyorum. Hazırlık, yayın, yayın sonrası ertesi gün toplantısı derken çocukların uyku saatinden önce evde olup onlarla zaman geçirmeye çalışıyorum.>>>>>>>
Programa konukları nasıl seçiyorsunuz?
Başvuru çok fazla olduğu için titiz seçim yapmamız gerekiyor. Ekip arkadaşlarım bu konuda çok iyiler. Belirli kriterlerimiz var. Canı sıkılanın değil, derdi olanın önceliği var bizde. İçinde çocuk olan konular ise daha öncelikli.
Kimin yalan söylediğini hemen anlarım
Yıllardır hikayesi olan insanları konuk ediyorsunuz. İnsan sarrafı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Asla... Çünkü insan mitolojideki Janus gibi, çok yüzü olan bir varlık. Ama deneyimlerimle, kimin yalan kimin doğru söylediğine dair pek yanıldığım söylenemez.
Programınızdaki sizin için en ilginç hikaye hangisiydi?
Her gün yeniden şaşırdığım konular oluyor. Ne zaman 'En ilginci bu' desem daha ilginciyle karşılaşıyoruz. Mesela geçen hafta, genç bir kızın daha hiç tanışmadığı, hayali bir sevgili uğruna ailesini ve yaşadığı şehri terk edip, ortada olmayan sevgilinin annesiyle yaşamaya başladığına tanık olduk.
Ekranda çok ciddi bir mücadele var. Bu rekabetin içinde olmak sizi yormuyor mu? Dost sandığınız ama reyting uğruna değiştiğini gördüğünüz insanlar oldu mu?
Benim rekabetim kendimledir, başkalarıyla değil. Başkalarıyla rekabet etmeye kalkarsanız yorulursunuz, kendinizle rekabet ederseniz hep daha iyiye odaklanırsınız. Sadece televizyonculukta değil, hayatım boyunca hep kendimi geçmek gibi bir hedefim oldu.
Yayında çok rahatsınız, konuklarla iletişiminiz çok iyi. Bu konuda farklı bir yeteneğiniz olduğunu düşünüyor musunuz?
Bir yeteneğim varsa o da olduğum gibi olmaktır. Kafamda başka gündemler taşımam. O gün orada ne için bulunuyorsam onun en iyisini yapmaya çalışıyorum o kadar.
Korkuyla yaşanmaz
Programınız dizilerle yarışıyor. Bu stres yaratıyor mu? Reyting kaygısı yaşıyor musunuz? Her gün açıp reytinge bakıyor musunuz?
Televizyonda iş yapıp da reyting kaygısı taşımıyor olamazsınız. Reyting işimizin doğası. Ama reyting için olmayan bir şeyi var göstermem, olanı da abartmam. Neyse o.
Hiç ekranda olmama korkusu yaşadınız mı?
Hayır. Korkularla yaşayanlar ne hayatın hakkını verebilir, ne de mutlu olabilir.
Uzun yıllardır programınız aynı ilgiyle ekranda bunun sırrı nedir?
Birincisi insanlar kendilerini çok yalnız hissediyorlar ve benim programımda hem yaşadıkları sorunun benzerini yaşayan başkalarının da olduğunu görüyor, hem de çözülmez sandıkları sorunun çözüldüğüne tanık oluyorlar. İkincisi de, toplumun derininde yaşanan gerçeklere tanık olmak hoşlarına gidiyor.
Peki başarınızın sırrı nedir?
İnsanı odağa almak. Ailenin huzuru varsa toplumun da huzuru olur. Her programda dramdan beslenen bir reyting çabasında değilim, hiç de olmadım. O işin kolay tarafı. Dikkat ederseniz program içeriğinde hep aileyi bir araya getirmek için çaba harcıyoruz. Bulmak, barıştırmak gibi... Kavuşmaları izlemek her şeye değer. Ve tabii ki kanal yönetiminin sizin arkanızda durması, size inanması da çok önemli.