Türkiye, deprem kuşağında olan ve sık sık bu gerçekle yüzleşen bir ülke. Geçtiğimiz hafta İzmir'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında deprem gerçeği bir kere daha gündeme geldi. Yaşanan deprem sonrasında yaptığı açıklamalarıyla gözlerin çevrildiği Prof. Dr. Ahmet Ercan, 10 yıldır bu bölgede deprem olacağını tekrar etmiş ve İzmir depreminden 3 gün önce bu uyarısını bir kere daha yinelemişti.
3 GÜN ÖNCEDEN YAPILACAK BİR ŞEY YOKTU 
GEMLİK 7,8 Uzun zamandır beklenen büyük depreme ilişkin rakamları belirten Ercan, Gemlik 7,8 İstanbul 7,2 ve Kocaeli için 7,4 ifadelerini kullandı. Büyük deprem için ise tarihi 2045 yılına işaret eden deprem uzmanı tarihte 5 - 10 yıl kayma olabileceğini de ifade etti.
İzmir’de büyük deprem yaşanacağını 8 yıl önceden bilen Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, oluştuğu Merkez İzmir Körfezi’nde hemen kıyıda olduğu için Samos depreminden daha fazla etkilenecektir. Samos depremi bir İzmir depremi değildir ama diğer fay ise tam İzmir kıyısında oluşan bir deprem olarak oluşmuştur ve oluşacaktır dedi. İzmir’de büyük deprem yaşanacağını 8 yıl önceden bilen Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “oluştuğu Merkez İzmir Körfezi’nde hemen kıyıda olduğu için Samos depreminden daha fazla etkilenecektir. Samos depremi bir İzmir depremi değildir ama diğer fay ise tam İzmir kıyısında oluşan bir deprem olarak oluşmuştur ve oluşacaktır” dedi. 2012 yılında bu olacakları bilen Üşümezsoy, uyarısını yapmasına rağmen kimse dinlemedi. İzmir’deki depremin yaraları sarılmaya devam ederken Jeoloji Uzmanı Şener Üşümezsoy, Yeniçağ’a özel açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 30 Ekim’de yaşanan ve son olarak 114 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan büyük depremin ardındaki gerçeği açıklayarak, “Samos depremi bir İzmir depremi değildir ama diğer fay ise tam İzmir kıyısında oluşan bir deprem olarak oluşmuştur ve oluşacaktır. Bu anlamda 1668’te ve 1778’te kırılan bu fayın 19. yüzyılın sonunda bir kez daha kırıldı. Bundan sonraki kırılma Samos fayının kırılmasıyla bağlantılı olarak Samos’un güneye doğru çekilmesiyle İzmir bloğunun kuzeyindeki Narlıdere Güzelbahçe fayında gerilim artmıştır” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Üşümezsoy, “Depremin şiddetini bu şekilde görüyoruz. Renklerle görüldüğü gibi; içerideki en yüksek şiddet kırmızı renk ile ifade ediliyor. 8. dereceden düşerek şiddetin azalım eğrilerini görüyoruz. Bu anlamda, bölgedeki depremin etkilerini anlamak için bu harita bize bilgi veriyor. Turuncu renk 8’i, koyu sarı 7, sarı 6, yeşil 5, mavi 4 şiddetinde olduğunu gösteriyor. Buradan çıkan sonuç, merkezde yer alan küçük bir alan 8 şiddetinde. Körfez 7 şiddetinde ve İzmir’e doğru bir kamalanma yaparak 6 ve 5 şiddetine düşüyor. Yıkımın olduğu zayıf zeminlerin olduğu kesimde şiddet yukarı doğru bir bükülme yapıyor. Bütün geniş bölgede olan etkileri ise, Körfez’den dışındaki alanda 4,3,2 gibi bir dağılım görülüyor” diye konuştu. İKİ FAY ARASINDA KAYARAK GÜNEYE DOĞRU İLERLEMİŞTİR” Narlıdere fayı, Samos fayı ile aynı yönde fakat taban bloğu içindeki depremdir. Bu fayda Samos bloğu yaklaşık 5 kat kadar güneye doğru kaydığı için kuzeydeki Narlıdere fayı üzerinde gerilimi artırmıştır. Samos fayı, İkaria’yı sınırlayan yanıltımlı fayla doğuda ise Dibek Yarımadası fayı ile sınırlı olup bu iki fay arasında kayarak güneye doğru ilerlemiştir.Bu harita, Somos depreminde fayın konumunu ve bölgedeki yer ivmesini hızlarını gösteriyor. Burada görüldüğü gibi depremden çok uzakta olduğu halde Bayraklı’da yıkılan bölgeyi görüyoruz. Aynı şekilde kuzeyde Gediz Deltası bölümündeki kötü alanı görüyoruz. Güzeydeki kırmızı çizgi kırılan fay, körfezdeki kırmızı çizgi ise 1668’te kırılan faydır.”
