İŞTE EŞİNDEN AÇIKLAMALAR… BURHAN AKDAĞ AYRILIĞI NASIL AÇIKLIYOR Bir kitapı yazdım çünkü; Kendi aldığım eve girdiğim söylenerek “Hırsız!” dendi. Uygulamadığım bir şiddet için şikayet edildim, karakollarda terörist veya katil muamelesi yapılıp kelepçe takıldı. Boşanmıyorum diye durmadı bana “Çeteci!” dedi. İçip içip huzursuzluk çıkarıp Müge Anlı’yı taciz ettiğim söylendi. Mal mülk davası güdüyor, hakkı olanı istemiyor dendi, kendi aldığım arabayı çaldığım gerekçesiyle dava açıldı. Kendi ellerimle büyüttüğüm minik Lidoş’um benden uzaklaştırıldı, onun psikolojisini bozduğum söylendi. Müge Anlı’nın avukatı Yaşar Ağsu babamı dövdü, bizim tahrik edip saldırdığımız söylendi. Üç yıl içinde hakkımda yapılan şikayetler yüzünden adeta “Şikayet Manyağı oldum” Evimdeki bütün özel eşyalarım, mesleki CD ve kaset arşivim, özel dosyalarım taşındı, bana yine hırsız dendi. Kendisinin ismi adı aşk dedikodularında anıldı, benim çapkın ve sadakatsiz olduğum söylendi. Başladığım projeleri onun baskısı yüzünden rafa kaldırmak zorunda bırakıldım. Sürekli verilen dilekçelerle karakollara ifade vermekten uygulamaya çalıştığım projeler yok edildi. Kızımı görmek için icra dairelerinin kapılarında saatlerce bekledim.. Hukuki olarak kızımı ayda iki kez Pazar günü sabahtan akşama kadar, yılda bir kez de on gün görebilme iznim olduğu halde ıvır zıvır gerekçelerle kızım benden uzaklaştırıldı. Kızımla yalnız ve rahat görüşebilmek için okul servislerinin yolunu gözler hale getirildim. Bu kitabı yazdım çünkü hayatım ertelendi. Gazeteci olan eski eşi Burhan Akdağ ile boşanma kararı alan ünlü sunucu ve magazin müdürüMüge Anlı savcılığın Ailenin korunmasına ilişkin kanunu devreye sokmamasından şikayetçi Usta gazeteci Şenay Düdek’le beraber sunduğu Dobra Dobra isimli magazin programının yapımcısıMüge Anlı, programda özel hayatıyla ilgili şok bir açıklama yaptı. Programın açılışında; yaklaşık 4 aydır kocası tarafından tehdit edildiğini ve günlerdir karakol karakol dolaştığını ifade eden Anlı, can güvenliğinin olmadığını belirterek başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve iç işleri bakanı Aksu’ya seslendi.
Müge Anlı: “Aileyi Koruma Kanunu Uygulansın” Boşanmaya çalışan çiftler arasında çıkabilecek adli problemleri gidermeye yönelik olarak çıkarılan, 4320 sayılı Aileyi Koruma Kanunu’nun çiftlerin güvenliğini sağlamaya yönelik, ilgili hükümlerinin uygulamaya sokulamamasından şikayet eden gazeteci özetle şöyle konuştu. “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri bakanı sayın Abdülkadir Aksu’ya sesleniyorum. Bu ülkede 4320 sayılı Aileyi Koruma Kanunu var. O kanun o kadar güzel bir kanun ki, sona okudum, çünkü beni yakından ilgilendiriyor. Kanun diyor ki, ‘ eğer eşler boşanıyorsa ve birisi (adam gibi) boşanamıyorsa, karısına yaklaşamaz, çocuğuna yaklaşamaz, evine zarar veremez, malına zarar veremez ve silahı varsa alınır. ” Kanunun yazımı konusunda hiçbir problem olmadığını belirten Müge Anlı esas sorunun kanunun uygulanma aşamasında ortaya çıktığını ve savcılıkların kanunun uygulamaya sokamadığını dile getirdi. Müge Anlı: “Kadına karşı işlenen suçlarla mücadele etmek için avukat olacağım” Ben, şiddet gören kadınlara yardım edebilmek için avukat olacağım
Müge Anlı: “Kadına karşı işlenen suçlarla mücadele etmek için avukat olacağım” Ben, şiddet gören kadınlara yardım edebilmek için avukat olacağım. Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin kadınlara karşı işlenen fiiller (kadına ve çocuğa yönelik şiddet, töre cinayetleri gibi ağır suçlar) olduğunu dile getiren Müge Anlı: “En büyük idealim 40 yaşına geldiğimde hukuk okuyup avukat olmaktı. Amacım Fikri hakların korunmasını sağlamaktı.Oysa bugün görüyorum ki Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri Kadına karşı işlenen insanlık dışı suçlar ve uygulamalardır” dedi. Günün birinde avukat olabilirse töre, namus suçları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadele edebilmek amacıyla avukat olacağını söyleyen Müge Anlı özetle şöyle konuştu… “Çünkü ben Müge Anlı olarak; eğitimli, kültürlü, avukatı olan, şuyu buyu olan bir kadın olarak, 4 aydır hiçbir şey yapamıyorum.Ben yapamıyorsam Allah rahmet eylesin Duygu Asena’nın dediği gibi gerçekten ‘Türkiye’de kadının adı yok’ demektir.” dedi.