Turkovac aşısı için yeni açıklama: Yüzde 100 etkili
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama Merkezi Müdürü ve Turkovac Aşısı Proje Lideri Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, Turkovac aşısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Özdarendeli, “İngiliz varyantı ile ilgili hızlı bir proje yaptık. Turkovac aşısı İngiliz varyantına karşı etkili mi? Çünkü son aylara kadar ülkemizde dominant olan artık İngiliz varyantıydı. O noktada yaptığımız çalışmalar İngiliz varyantına karşı yüzde 100 etkili." dedi.
haber detail>
Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, ERÜ Tanıtım Günleri etkinliğinde öğrencilerle bir araya geldi. Turkovac aşısıyla ilgili yapılan çalışmaya değinen Özdarendeli, “Pandeminin ikinci yılındayız. Dünyayı etkileyen bir pandemi. Erciyes Üniversitesi araştırma üniversitesi olarak daha önceki yıllarda kurduğu birtakım araştırma merkezleri ile birlikte bilgi üretimini başlatmıştı ve bu pandemi süreci ile ilgili de özellikle aşı araştırma ve geliştirme merkezinde daha önceki yıllarda üretilen bilginin bu pandemi sürecinde artık pratiğe doğru uygulanmasında ciddi birtakım çalışmalarımız oldu. Şu anda da Turkovac aşısı ile ilgili de klinik öncesi çalışmaları bitirdik. Faz çalışmalarının devam ettiğini söyleyebiliriz. Bu anlamda Erciyes Üniversitesi'nin özellikle araştırma geliştirme noktasında önemli bir üniversite olduğunu söylemek lazım” diye konuştu.
‘İNGİLİZ VARYANTINA KARŞI YÜZDE 100 ETKİLİ’
Prof. Dr. Özdarendeli, Turkovac aşısının etkisine değinerek, “İngiliz varyantı ile ilgili hızlı bir proje yaptık. Turkovac aşısı İngiliz varyantına karşı etkili mi? Çünkü son aylara kadar ülkemizde dominant olan artık İngiliz varyantıydı. O noktada yaptığımız çalışmalar İngiliz varyantına karşı yüzde 100 etkili. Farelerde yaptığımız çalışmalarda yüzde 100 etkin olduğunu bulduk. Delta ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Onunla ilgili elimizde tam veri olmadığı için bunu söyleyemiyorum ama İngiliz varyantı ile ilgili etkili olduğunu söyleyebilirim” dedi.
‘BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE BU TÜR PANDEMLERİN OLMA OLASILIĞI YÜKSEK’
Dünyada ileriki dönemlerde yeni virüslerin görülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Özdarendeli, “Sars-1, Mers ve Sars-2 virüslerinin ardından yeni bir virüs görülebilir. Şu anda 2000'li yıllarda ortaya çıkan salgınlara baktığımız zaman bunlardan Sars-1, Mers ve Covid-19, koronavirüs kapsamında yer alıyor. 2000'li yılların başında domuz gribi salgını vardı. 2014-2015 yıllarında Afrika kıtasında Ebola salgınları vardı. Bunların hepsi viral kökenli. Hepsi zoonotik. Yani ekolojik dengeleri birtakım yanlış politikalarla dünyadaki yanlış işlemlerle değişti. Ekolojik yapılar da değişti. Bu yüzden doğadaki canlılar özelikle yaban hayatı ile insanların biraz daha iç içe girmesi zoonotik olarak bu hastalıklar ortaya çıkıyor. Çağımız zaten bir yerden bir başka coğrafyaya çok rahat gittiğimiz bir çağ. O nedenle de bir yerde çıkan bir odak sadece orayla sınırlı kalmıyor. Bütün dünyaya yayılıyor. O yüzden bundan sonraki süreçlerde bu tür pandemilerin olma olasılığı oldukça yüksek” ifadelerini kullandı.><
BÜTÜN AŞILAR ŞU ANA KADAR ETKİLİ GİBİ GÖZÜKÜYOR’
Koronavirüs salgınında uygulanan aşıların etkisiyle ilgili açıklama yapan Özdarendeli, “Sinovac ile Turkovac aşısı platform olarak aynı şekilde üretilen inaktif aşılardır. Bunların verileri daha sonra bilimsel olarak karşılaştırılacaktır. Birbirlerine avantajları ve dezavantajları ortaya çıkacaktır. BioNTech mRNA tabanlı bir aşı. İlk defa da dünyada uygulanan bir aşı. İlk veriler yan etki noktasında problemsiz gözüküyor. Uzun vadede bu yeni jenerasyon aşıların tabii ki etkileri ortaya çıkacaktır ama şu ana kadar bütün aşılar kısmi olarak çok az yan etkili olup pandeminin kontrolünde oldukça etkili gibi gözüküyor. Hem inaktif hem de yeni jenerasyon Covid-19 aşıları böyle görünüyor” şeklinde konuştu.
‘ÖRGÜN EĞİTİME GEÇİLMESİ ŞART’
Yeni eğitim-öğretim döneminde okulların açılabileceğini belirten Prof. Dr. Özdarendeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örgün eğitime geçilmesi şart. Çünkü örgün eğitim ile online eğitim arasında çok ciddi fark var. Yüz yüze eğitimin faydalarını burada anlatmaya gerek yok. Bu aşılama ile birlikte ben eylül ayında inanıyorum ki hem üniversiteler hem de ilk ve orta dereceli okulların açılması söz konusu olacaktır. Hatta aşılama yaşının da 12-15 arasına düşürülmesi söz konusu. Okullar açılacaktır diye düşünüyorum. Zaten 1,5 yıl gibi önemli zaman kaybedildi. Bu jenerasyon için daha fazla zaman kaybetmemek lazım.”
‘AŞILANMAYANLARIN HASTANELERE YATIŞ SÜREÇLERİ DEVAM EDİYOR’
Aşı üretimine değinen Prof. Dr. Özdarendeli, “Aşı üretimi beşeri anlamda Türkiye'de maalesef yok. 1998 yılında birtakım teknolojik gelişmelere ayak uydurulamadığı için sonlandırılmış. Şu anda beşeri aşı üretimi yok ama son 8-10 yıldan beri bu noktada ülkemizin çalışmaları var. Hem Ar-Ge noktasında hem de klinik çalışmalar noktasında çalışmalar yapılıyor. Kısa zamanda ülkemizin beşeri anlamda insan aşıları üretimi anlamında üretime geçeceğini söyleyebiliriz. Belki pandeminin bize en büyük katkılarından bir tanesi bu olacaktır. Ben inanıyorum ki beşeri aşı üretimi ile ilgili imkanlar sağlanacaktır. Şu anda dünyada milyarlarca doz aşı üretildi. İnsanlara bu aşılar uygulandı. Bulaş özellikle devam ediyor. Aşılanan insanların hastaneye yatış ve yoğun bakım süreçleri oran olarak çok düştü. Aşılanmayanlar ile tam doz aşısını yaptırmayanların ise yoğun bakım ve hastanelere yatış süreçleri devam ediyor. O yüzden toplumun yüzde 70'i aşılandığı takdirde bu pandemi zamanla ortadan kaybolacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
‘YIL SONUNA KADAR BELİRLİ SONUCUN ALINACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM’
Turkovac’ın Faz-3 çalışması tamamlandıktan sonraki süreciyle ilgili bilgi veren Özdarendeli, “Faz-3 aşamasının sonuçları iyi çıktığı takdirde acil kullanım onayı veriliyor. Türkiye'de aşı üretme kapasitesi olan bir takım özel kuruluşlar var. Bunlardan birkaç tanesi muhtemelen Turkovac aşısını üretmeye başlayacaktır. Sağlık Bakanlığı bunları koordine eden bir kurum. Kendi içerisinde de bu tür çalışmaları olacaktır diye düşünüyorum ama şu an o kapasitede ve kapasitesini geliştirebilecek olan birkaç tane özel kuruluş var. Muhtemelen üretim noktasında o özel kuruluşlardan Faz-3’ten sonra yararlanacaktır. Faz-3 aşamasının belli bir zamanı yok. Faz-3 aşamasında belirli istatistiğe ulaşmamız lazım. Aynı zamanda pandeminin devam edip belirli aşılanan ve aşılanmayan gruplar arasındaki farkın belirli bir oranda yakalanması lazım. Bu oran yakalanana kadar devam etmek zorunda. Aynı zamanda Faz-3 Turkovac’ın yalnız ülkemizde değil, yurtdışı merkezli yapılması da düşünülüyor. Ben yıl sonuna kadar belki daha öncesinde belirli bir sonucun alınacağını düşünüyorum” dedi.